A PHP Error was encountered

Severity: Notice

Message: Undefined index: HTTP_ACCEPT_ENCODING

Filename: views/yargikarari.php

Line Number: 2

Backtrace:

File: /var/www/vhosts/guleckeles.com/httpdocs/application/views/yargikarari.php
Line: 2
Function: _error_handler

File: /var/www/vhosts/guleckeles.com/httpdocs/application/controllers/Yargikararlari.php
Line: 69
Function: view

File: /var/www/vhosts/guleckeles.com/httpdocs/index.php
Line: 315
Function: require_once

Muris Muvaazasında, Murisin gerçek amaç ve iradesine bakılmalıdır - Güleç & Gültutan Hukuk Bürosu

Pzt-Cmts. 8:30 - 17:00

Bizi Arayın +90 553 101 82 72

Muris Muvaazasında, Murisin gerçek amaç ve iradesine bakılmalıdır


Miras Hukuku Kararları

Ana Sayfa
Muris Muvaazasında, Murisin gerçek amaç ve iradesine bakılmalıdır

Muris Muvaazasında, Murisin gerçek amaç ve iradesine bakılmalıdır

YARGITAY 1. HD. ESAS NO : 2012/16083 KARAR NO: 2013/4436 -KARAR- 


Davacılar, çekişme konusu bağımsız bölümün  miras bırakanları Müzeyyen'in parası ile alındığı halde eşi olan Osman üzerine tescil edildiğini, Osman'ın ölümü üzerine muris Müzeyyen'in intikal eden miras payını da davalı üvey çocuklarına satış suretiyle devrettiğini, temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, gizli bağış sebebi ile taşınmazın tamamının tapusunun iptali ile payları oranında tescile, mümkün olmaz isa  miras bırakanın temlik ettiği pay üzerinden iptal ve tescile karar verilmesi  istemişler, davalılar ise, temlikin miras bırakana bakıp gözetmeleri karşılığında yapıldığını savunmuşlardır.

Mahkemece, gizli bağış iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesi ile terditli ilk isteğin reddine, miras bırakan Müzeyyen tarafından davalılara yapılan pay temlikinin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesi ile muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğinin kabulüne karar verilmiştir.

Dosya içeriği ve toplanan delillerden; kat mülkiyeti kurulu 578 ada 18 parsel sayılı taşınmazdaki 2/24 arsa payına isabet eden 5 nolu mesken  Osman Urdıkırdı adına kayıtlı iken 13.10.2003 tarihinde ölümü ile ikinci eşi, davacıların da miras bırakanı olan Müzeyyen Urdıkırdı ile ilk eşinden olma çocukları olan davalılara intikal ettiği, Müzeyyen'in ise payının intifa hakkını üzerinde bırakarak çıplak mülkiyetini 20.02.2004 tarihinde davalı üvey çocuklarına satış suretiyle devrettiği, 13.07.2010 tarihinde ölüm ile de geride mirasçı olarak davacı yeğenlerinin kaldığı anlaşılmaktadır.

Hemen belirtilmelidir ki, çekişme konusu taşınmazın miras bırakanın parası ile alınarak Osman üzerine tescil ettirildiği iddiasının  kanıtlanamadığı gözetilerek  terditli ilk isteğinin reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davacılar vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.

Davalılar vekilinin temyiz itirazlarına gelince;

Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.

Bu durumda  yerleşmiş Yargıtay'ın yerleşik kararlarında ve l.4.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Medeni Kanunun 706, Borçlar Kanunun 213 (6098 s. Türk Borçlar Kanunu'nun 237.) ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay  sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler. 

Öte yandan, bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşınmaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı,miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.

Somut olaya gelince, davalıların taşınmazın bakım amacıyla devredildiğini savundukları, dinlenen davalı tanıklarının yanısıra davacı tanıklarından Mehmet Eroğlu, Hacer Küçüktenekeci ve Fethiye Karataş'ın da  miras bırakanla özellikle davalı Ömer ve eşinin ilgilendikleri, tüm ihtiyaçlarını Ömer'in karşıladığı, son zamanlarında ise bakıcı tutarak murise baktırdıkları şeklinde davalıların savunmalarını teyit eder biçimde beyanda bulundukları görülmektedir. 

Hemen belirtilmelidir ki, satışa konu edilen bir malın değerinin belirli bir semen karşılığında olacağı kuşkusuzdur. Semenin, başka bir ifadeyle, malın bedelinin ise mutlaka para olması şart olmayıp belirli bir hizmet veya emek de olabileceği kabul edilmelidir. Esasen, yukarıda değinildiği üzere, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak açılan davaların hukuksal dayanağını teşkil eden 1.4.1974 gün ½ sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında mirasbırakanın gerçek iradesinin mirasçıdan mal kaçırma olması halinde uygulanabilirliğinin kabulü gerekir. Bir başka ifadeyle, murisin iradesi önem taşır.

O halde, yukarıda değinilen somut olgular, açıklanan ilkeler çerçevesinde değerlendirildiğinde, miras bırakanın yapmış olduğu temlikle ilgili olarak gerçek amaç ve iradesinin mirastan mal kaçırmak olmadığı bu amaçla temlikin gerçekleştirilmediği  kabul edilmelidir.                                                              

Hal böyle olunca, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı iptal ve tescil isteğinin de reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.

Davalı vekilinin temyiz itirazları belirtilen nedenlerle  yerindedir. Kabulüyle   hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,  28.03.2013   tarihinde oybirliğiyle karar  verildi.

 

muris muvazaa mal kaçırma


Aksine ciddi ve inandırıcı delil ve olaylar bul

Son Makaleler


  • Mirasın Gerçek Olmayan Reddi
    Mirasın Gerçek Olmayan Reddi
     18 Mart 2022
  • Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçu
    Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçu
     18 Mart 2022
  • Takipsizlik (KYOK ) Kararı Nedir?
    Takipsizlik (KYOK ) Kararı Nedir?
     16 Mart 2022
  • Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması
    Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması
     14 Mart 2022
  • İcra Dairesi Muamelesini Şikayet Prosedürü
    İcra Dairesi Muamelesini Şikayet Prosedürü
     10 Mart 2022
Önceki Sonraki