A PHP Error was encountered

Severity: Notice

Message: Undefined index: HTTP_ACCEPT_ENCODING

Filename: views/makale.php

Line Number: 2

Backtrace:

File: /var/www/vhosts/guleckeles.com/httpdocs/application/views/makale.php
Line: 2
Function: _error_handler

File: /var/www/vhosts/guleckeles.com/httpdocs/application/controllers/Makaleler.php
Line: 67
Function: view

File: /var/www/vhosts/guleckeles.com/httpdocs/index.php
Line: 315
Function: require_once

Nişanlanmanın Hukuki Niteliği ve Düzenleme Şartları - Güleç & Gültutan Hukuk Bürosu

Pzt-Cmts. 8:30 - 17:00

Bizi Arayın +90 553 101 82 72

Nişanlanmanın Hukuki Niteliği ve Düzenleme Şartları


Aile Hukuku Makaleleri

Ana Sayfa
Nişanlanmanın Hukuki Niteliği ve Düzenleme Şartları

Nişanlanmanın Hukuki Niteliği ve Düzenleme Şartları


İleri bir tarihte evlenmeyi planlayan çift, karşılıklı olarak evlenme vaâdinde bulunarak, sözleşme niteliğini taşıyan evlilik işlemini yapmadan evvel, nişanlanma işlemini yaparak birbirlerine yönelik vaâd niteliğinde bir işlem yapmış olmaktadırlar. Erkek ile kadın arasında yapılan söz konusu yakınlaşma, gerçekleştirilen evlenme vaâdi, tarafların ileriye dönük ciddi niyetinin ve niyete yönelik iradelerinin açıklanması olup; kendine özgü yapısı olan bir aile hukuku sözleşmesidir. 

       Nişanlanmayla, taraflar arasında yeni bir süreç başlatılmakta ve evlilik öncesi vaâd döneminden ibaret olan bu safhaya nişanlılık denilmektedir. Nişanlılık da çeşitli hukukî hükümlere ve sonuçlara tâbî kılınmaktadır. Bu kapsamda, TMK m. 118 hükmü gereğince “Nişanlanma, evlenme vaâdiyle olur” Kanun maddesinden hareketle, nişanlılık dönemi ve bu dönemde konu edilebilecek iki olasılık kapsamında, nişanlanma, tarafları evlenmeye götürmekte veya birbirlerini bu dönemde evlenmeye hazırlayan taraflar, evlenmek için gerekenleri sağlayamadıklarına inandıkları takdirde nişanı bozmaktadırlar. Nişanın bozulması durumunda ise, nişanlılardan biri haklı bir sebep olmaksızın nişanı bozduğu veya nişan taraflardan birine yükletilebilen bir sebeple bozulduğu takdirde; kusurlu taraf, diğerine maddî ve şartları varsa manevî  tazminat ödemeye mahkûm edilebilmektedir. Bu konuda bakılması gereken husus, nişanın sona ermesine bağlı olarak zarara uğrayan tarafın, dürüstlük kuralları çerçevesinde ve evlenme amacıyla yaptığı harcamaları ve katlandığı maddî fedakârlıkları karşılayabilecek uygun bir tazminatın belirlenmesidir. Ayrıca aynı hesaplama, yapılan nişan giderlerini de kapsayacak şekilde uygulanabilecektir. Nişanlanma olayına aileler de katılmakta ve çeşitli masraflar yapmaktadırlar. Nişanın diğer tarafın kusuru ile bozulmasından dolayı zarar gören ve tazminat istemeye hakkı olan tarafın ana ve babası(onlar gibi davranan kimseler de), aynı koşullar altında yaptıkları harcamalar için uygun bir tazminat isteyebileceklerdir. Zarar gören taraf, ayrıca bir de kişilik haklarının, nişanın bozulmasına bağlı olarak ihlâl edildiğini ispatlayabiliyorsa, kusurlu olan diğer taraftan, manevî tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini, dâva yolu ile talep edebilecektir. Nişanlanan erkek ve kadın ile aileleri, çeşitli hediyeleri karşılıklı olarak verdiklerinden, masraflar yapmakta ve “nişanlılık evlenme dışındaki bir sebeple sona ererse, nişanlıların birbirlerine veya ana ve babanın veya onlar gibi davrananların, diğer nişanlıya vermiş oldukları alışılmışın dışındaki hediyeler, verenler tarafından geri istenebilecektir. Hediye aynen veya mislen geri verilemiyorsa, sebepsiz zenginleşme hükümleri uygulanabilecektir. Ancak, “nişanlılığın sona ermesinden doğan dâva hakları, sona ermenin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.







1.NİŞANLANMANIN HUKUKİ NİTELİĞİ


Nişanlanmayı ve nişanlılık dönemini; bir ön sözleşme veya karar olarak kabul eden görüşler olsa da, kendine özgü yapısı olan bir sözleşme olarak kabul etmek en uygun yöntem olacaktır. Nişanlanma, ileride bir aile kurmaya dönük bir ilişkidir. Nişanlılığın bir borçlar hukuku sözleşmesi mahiyetinde olmamasına rağmen, içinde bulunulan durum ve taraflar arasında meydana gelen uyuşmazlığın ve ilişki yoğunluğunun elverdiği ölçüde, Borçlar Kanunu hükümlerine başvurmak ve çözüm bulmak gerekmektedir. Dava hakları ise, nişanlılığın sona ermesinin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğramaktadır. Nişanlıların ve dolayısıyla iki ailenin birliktelikleri ve hattâ oluşan kayın hısımlılıkları sona erdiği takdirde, taraflardan birinin diğeri sayesinde sebepsiz zenginleştiği düşüncesi doğabilmektedir. Bozulmuş olan nişanlılıktan sonra, nişanlanma sebebiyle, tarafların birbirlerine vermiş oldukları ve dostluk, arkadaşlık gibi, insan ilişkilerinde alışılmış hediyelerin verilmesinden daha yüksek değerlerdeki mal varlığı alış ve verişleri, artık haklı bir sebep olmaksızın edinilmiş mal olmaktadır ve bir başkasının malvarlığından iktisapta bulunan kişi, iktisap ettiğini geri vermeye mecbur bırakılmaktadır. Kanuna göre haklı bir sebep olmaksızın, bir başkasının malvarlığından veya emeğinden zenginleşen, bu zenginleşmeyi geri vermekle yükümlüdür. Bu yükümlülük, özellikle zenginleşmenin geçerli olmayan veya gerçekleşmemiş ya da sona ermiş bir sebebe dayanması durumunda doğmuş olur. Nişanlılık sona erdirildiğine göre, malların iadesi, zenginleşmenin sona ermiş bir sebebe dayanması durumundan doğmuş olduğu kabul edilmektedir.




2. NİŞANLANMA SÖZLEŞMESİNİN DÜZENLEME ŞARTLARI


Nişanlanmanın, taraflar arasında yapılan bir evlenme vaâdi  olmasına karşılık; nişanlanmanın hukukî sonuçları, geçerlilik şartı olan şeklî şartlarının gerçekleştirilmesini gerektirmektedir.


Nişanlanmanın (Evlenme Vaâdinin) Şeklî Şartları

Bir kadın ile bir erkeğin, evlenme vaâdi mahiyetinde olmak üzere, birbirlerine karşılıklı olarak, nişanlanma dileklerini beyan etmeleri, başka bir merasime veya başkalarının ve ailelerin diğer bireylerinin katılmasına ve hattâ birbirlerine yüzük bile takmalarına gerek kalmaksızın gerçekleşmektedir. Nişanlanma, genellikle birbirlerini karşılıklı olarak seven insanların, nişanlanma kararlarını da birlikte verdikleri, icap (öneri) ve kabul şeklinde gelişmeyen; kendiliğinden oluşan bir karardır. Ancak nişanlanma bir hukukî işlem olduğu için, bunun da bir öneriye (icaba) ve bu önerinin kabulü şartına bağlanması mümkün olup; özellikle görücü usulü denilen evlenmelerde, ailelerin buluşması ve erkek tarafından, kız tarafına yönelik bir nişanlanma ve evlenme teklifinin yapıldığı da bir gerçektir. Nişanlanma teklifi yapılan ilişkilerde, taraflardan biri tarafından yapılıp, karşı tarafın kabulünü beklemek durumu söz konusu ise; buradaki öneri (icap) ve kabul beyanları, TBK m. 3, m. 4 ve m. 5 hükümlerindeki kadar katı bir ilişki konu edilmeyecektir. Nitekim borçlar hukukunun uygulandığı ilişkilerde, süreli öneri konu olduğunda, ''Kabul için süre belirleyerek bir sözleşme yapılmasını öneren, bu sürenin sona ermesine kadar önerisiyle bağlıdır” “Kabul bu süre içinde kendisine ulaşmazsa; öneren, önerisiyle bağlılıktan kurtulur”  “Kabul için süre belirlenmeksizin hazır olan bir kişiye yapılan öneri hemen kabul edilmezse; öneren, önerisiyle bağlılıktan kurtulur” şeklindeki yaklaşım, aile hukuku ve nişanlılık ilişkileri için uygun değildir. Böylece, nişanlılık ilişkilerinde veya aile hukuku ilişkilerinde nişanlılığın bir teklife olumlu cevap vermek şeklinde başlayacağı düşünüldüğünde, nişanlanmanın, borçlar hukuku alanındaki öneriden farklı olduğu, bunun için süre boyunca öneriye olumlu cevap verilmemesi hâlinde, önerenin, önerisi ile bağlı kalmayacağı gibi katı yaklaşımları yeğlememek yerinde olacaktır. Ancak bir kimse, bir diğerine nişanlanma veya evlenme teklif ediyorsa, bunun da uygun bir süre içerisinde, olumlu veya olumsuz surette cevaplandırılması gerekmektedir. Müstakbel eşler, karşılıklı olarak nişanlanma iradelerini açıklayan beyanlarını birbirlerine ilettiklerinde, nişanlılık başlamakta ve evlenme vaâdlerinin gereklerini yapmak durumunda olmaktadırlar. Taraflardan birinin nişanlanmak niyetini ve iradesini diğer tarafa beyan etmesine rağmen, diğer tarafın iradesini açıklamaması hâlinde, tarafların nişanlanması tamamlanmamıştır. Böylece, nişanlanma iradelerinin de karşılıklı olması ve karşılıklı olarak ve tıpkı bir sözleşmenin kurulmasında olduğu gibi, açıklanması beyan edilmesi gerekmektedir. Nişanlananların, nişanlanmış kişilerin tutumu içerisine girmeleri gerekmektedir. Örneğin, birbirlerini üçüncü şahıslara, “nişanlısı” olarak tanıtma, söz konusu erkek ile kadının evlenmek amacıyla bir araya gelmiş olduklarını göstermeye yetmektedir. Buna karşılık, bir kadın ile bir erkeğin, üçüncü şahıslara hiçbir nişanlılık emaresi göstermeksizin, evlenmeye niyetleri olmaksızın, birlikte aynı evde yaşamaları; bu birlikteliğin nişanlılık olarak kabul edilmesini ve dolayısıyla evlenme vâadi mahiyetindeki nişanlılığın hukukî sonuçlarını doğurması mümkün değildir.


Nişanlanma Nişanlanmanın Sonuçları Nişanlanmanın Hukuki Niteliği Nişanlanmanın şekil şartları Evlenme vaadi Nişanı atmak Nişanlandıktan sonra Nişan


Miras Taksim Sözleşmesi Nedir Tapu İptali ve Tescil Davası

Yorum Yazın




Yorumlar (0)


Son Makaleler


  • Mirasın Gerçek Olmayan Reddi
    Mirasın Gerçek Olmayan Reddi
     18 Mart 2022
  • Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçu
    Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçu
     18 Mart 2022
  • Takipsizlik (KYOK ) Kararı Nedir?
    Takipsizlik (KYOK ) Kararı Nedir?
     16 Mart 2022
  • Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması
    Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması
     14 Mart 2022
  • İcra Dairesi Muamelesini Şikayet Prosedürü
    İcra Dairesi Muamelesini Şikayet Prosedürü
     10 Mart 2022
Önceki Sonraki